İş güvenliğinin babası: "ramazzini"

İdris Bingöl
1999 yılında Mersin’de doğdu. Aktif olarak Aydın’da Adnan Menderes Üniversitesinde İş Sağlığı ve İş Güvenliği eğitim programına devam etmektedir. Daha önceden Turizm alanında eğitimini tamamlayan Bingöl, kendi yaptığı araştırmalar ve hedefleri doğrultusunda sağlık, emniyet ve çevre sektörüne adım atmayı amaçlayarak eğitim hayatını bu doğrultuda yönlendirmeye karar verdi. Öğrenim hayatının 2. yılına devam etmekle birlikte gündeme dair araştırmalarına ve çalışmalarına devam etmektedir. Öncelikli hedef olarak eğitim sürecini başarıyla tamamlamak isteyen Bingöl, ardından SEÇ kültüründe başarılı bir noktada olmayı hedeflemektedir.
Bernardino Ramazzini Kimdir?
Bernardino Ramazzini, 1633’te İtalya’nın Carpi kentinde doğdu. Parma Üniversitesi’nde tıp öğrencisiyken, dikkatini işçilerin çektiği hastalıklara çekti. 1682’de Modena Üniversitesi’nde tıp teorisi kürsüsüne atandığında Ramazzini, sistematik ve bilimsel bir şekilde işçilerin sağlık sorunlarına odaklandı. İş yerlerini ziyaret etti, işçilerin faaliyetlerini gözlemledi ve onlarla hastalıklarını tartıştı. Verdiği tıp dersleri, işçilerin hastalıklarına adanmıştı.
Aydınlanma Çağı‘nın, fikirlerini uygulamaya geçirerek halk sağlığı konularına odaklanmaya başladığı yıllarda Bernardino Ramazzini De Morbis Artificum Diatriba adında meslek hastalıkları ve işle ilgili risk önleme hakkında ilk kitabı yazdı.
Ramazzini parlak zekalı bir klinisyen ve yoksul insanların sağlığına karşı dikkatli bir doktor, olağandışı gerçekleri araştıran ve yeni bir konuyu ele alan bir kitabı tıp dünyasına sunan meraklı bir bilim insanıydı. Atölyeleri araştırdı, insanlarla konuştu, onların çalışma koşullarını inceledi ve birçok mesleği karakterize eden hastalıkları tarif etti. Daha önce işlenmiş görünmeyen bir konunun öneminin farkındalığıyla şunları yazdı: “Şimdiye kadar kimsenin üstlenmediği bir görev olarak, işçilere özel hastalıkları dikkatlice inceler ve uygun çareler yazarsam, insanlık ulusuna faydası olacağına inandım.” Çalışmasının tamamlanmamış olduğunun açık bir biçimde farkına vardı. Amacı eksiksiz bir formülleştirmeye ve tıp alanında bir yere layık kapsamlı bir bilimsel esere yardım eli uzatmaları için diğerlerini özendirmekti.
Ramazzini’nin bu konuya ilk ilgisinin izini sürmek kolay değildir ve ilk gözlemlerini ne zaman yaptığı bilinmemektedir. Ancak bu yönü aydınlığa kavuşturmaya yardımcı olacak bazı ayrıntılar aktarılabilir. Birincisi, bazı çevresel faktörlerin ve insanların hastalıklarının incelenmesiydi. İkincisi onları boğan çok fazla buhar çıkışı nedeniyle işçilerin işi durdurmaya mecbur kaldıklarını bildirdiği kuyulardan yaptığı gözlemlerdi. Üçüncüsü, 1690’da, Ramazzini, ilk kez, işçilerin sağlığı hakkında daha önceki yıllarda edindiği deneyimleri açıklayıp yorumladığı monografik bir kurs düzenledi.
Ramazzini’nin konuya ilgisinin kesin bir tarihlendirmesini yapmak güçse de çalışanların sağlık sorunları üzerine eğilme fikrini ne zaman geliştirmeye başladığını o açık bir biçimde anlattı. Diatriba’nın 14. bölümü çöpçülerin, tuvaletleri ve lağım çukurlarını temizleyenlerin hastalıklarını ele alır ve onu, korkunç ve alçaltıcı çalışma koşullarının altının çizildiği projeyi hayata geçirmek için cesaretlendiren, ilgisini kışkırtan ve eseri için ona esin veren olayı anlatır. Olay, çalışma faaliyetlerinin askıya alındığı dinlenmeye ayrılmış günlerde, kanalizasyon suyunun boşaltılıp temizlendiği bir lağımın yakınında meydana geldi.
Bu bağlamda, Ramazzini meslektaşlarına Hipokrat’ı hatırlattı ve onları en berbat çalışma çevrelerini araştırarak, yalnızca zengin insanların sağlığını değil, aynı zamanda zavallı işçilerin sağlığını da gözetmeye davet etti. Bununla birlikte, eczanelerin hoş parfümlerine ve kokularına alışkın şık ve pak meslektaşlarının böyle faaliyetlerde bulunmaya gerçek gönüllülükleri hakkında bazı ironik kuşkular dile getirdi.
Olayın kahramanı periyodik temizlikle uğraşan bir çöpçüydü. İşçinin işi ne kadar hızlı yerine getirdiğini fark etti ve bu ilgisini çekti, merhametle dolmakla birlikte, onu sorguladı. Bu yaklaşım tıbbi uygulamaya büyük bir katkıydı: o zamandan beri, tüm doktorlar hastalarına onların işleri hakkında bilgiler sormak durumunda kaldı. Ramazzini çürüyüp kokan maddelerin solunmasının ciddi göz rahatsızlıklarından sorumluğu olduğunu ama başka hiçbir sağlık sorununa neden olmadığını öğrendi. Çöpçü böyle bir işi uzun süre yapmanın genellikle körlüğe neden olduğunu iddia etti ve gözlerindeki hastalığın onu dört saatin ardından çalışmayı bırakmaya zorladığını ekledi. Ramazzini işçinin gözlerini dikkatlice muayene etti ve gözlerinin kan çanağına döndüğünü ve aşırı derecede cansız olduğunu gördü. Bu sınıftaki diğer işçilerin de benzer belirtileri gösterdiğini fark ederek araştırdı ve aynı işi yapan çoğu işçinin yarı ya da tamamen kör olduğunu ve şimdi sokaklarda sadaka dilendiğini keşfetti. Bundan hareketle, hasarın sorumluluğunun pislik dolu o çevreden yayılan bazı uçucu maddelere atfedilebileceğini varsaydı. Ramazzini, bu varsayımı desteklemek için, aynı maddenin, birçok çöpçünün çantasında taşıdığı bakır paraların kararmasından da sorumlu olduğunu iddia etti. Olası çareye gelince, çöpçü tek tedavinin eve koşmak ve tüm günü karanlık bir odada geçirmek ve gözlerindeki ağrıyı rahatlatmak için ara sıra ılık suyla gözlerini yıkamak olduğunu söyledi. Yararlı önleyici tedbirler sunamayan Ramazzini bu işçilerin yüzlerine şeffaf keseler takmasını ya da daha kısa süre çalışmalarını önerdi. Bu çarelerin etkinliğine çok da ikna olmuş görünmüyordu, hatta o kadar ki, bu önlemler başarısız olursa çöpçülerin, tuvalet ve lağım temizleyicilerin bu meslekten vazgeçmek ve başka bir iş bakmak zorunda kalacaklarını ileri sürdü.
Ramazzini, çalışma tekniklerinin incelenmesinden ve rahatsızlıkların tanımlanmasından başlayarak, işin neden olduğu hastalıklar hakkında bilimsel bir eser yazmak için sistematik olarak bilgi topladı ve yararlı deneyimler edindi. Patolojik olayların yalnızca bireylerde değil işçi gruplarında da gözlemlenmesine dayanan bu yaklaşım, bir klinisyen olarak yalnızca bireysel hastalarla uğraşan bir doktorun orijinalliğini göstermektedir. O çok sayıda çalışma sahasını araştırdı ve birçok çalışma ortamında çok sayıda meslek ve iş tanımladı.
İdris Bingöl
Ramazzini’nin bu konuya ilk ilgisinin izini sürmek kolay değildir ve ilk gözlemlerini ne zaman yaptığı bilinmemektedir. Ancak bu yönü aydınlığa kavuşturmaya yardımcı olacak bazı ayrıntılar aktarılabilir. Birincisi, bazı çevresel faktörlerin ve insanların hastalıklarının incelenmesiydi. İkincisi onları boğan çok fazla buhar çıkışı nedeniyle işçilerin işi durdurmaya mecbur kaldıklarını bildirdiği kuyulardan yaptığı gözlemlerdi. Üçüncüsü, 1690’da, Ramazzini, ilk kez, işçilerin sağlığı hakkında daha önceki yıllarda edindiği deneyimleri açıklayıp yorumladığı monografik bir kurs düzenledi.
Ramazzini’nin konuya ilgisinin kesin bir tarihlendirmesini yapmak güçse de çalışanların sağlık sorunları üzerine eğilme fikrini ne zaman geliştirmeye başladığını o açık bir biçimde anlattı. Diatriba’nın 14. bölümü çöpçülerin, tuvaletleri ve lağım çukurlarını temizleyenlerin hastalıklarını ele alır ve onu, korkunç ve alçaltıcı çalışma koşullarının altının çizildiği projeyi hayata geçirmek için cesaretlendiren, ilgisini kışkırtan ve eseri için ona esin veren olayı anlatır. Olay, çalışma faaliyetlerinin askıya alındığı dinlenmeye ayrılmış günlerde, kanalizasyon suyunun boşaltılıp temizlendiği bir lağımın yakınında meydana geldi.
Bu bağlamda, Ramazzini meslektaşlarına Hipokrat’ı hatırlattı ve onları en berbat çalışma çevrelerini araştırarak, yalnızca zengin insanların sağlığını değil, aynı zamanda zavallı işçilerin sağlığını da gözetmeye davet etti. Bununla birlikte, eczanelerin hoş parfümlerine ve kokularına alışkın şık ve pak meslektaşlarının böyle faaliyetlerde bulunmaya gerçek gönüllülükleri hakkında bazı ironik kuşkular dile getirdi.
Olayın kahramanı periyodik temizlikle uğraşan bir çöpçüydü. İşçinin işi ne kadar hızlı yerine getirdiğini fark etti ve bu ilgisini çekti, merhametle dolmakla birlikte, onu sorguladı. Bu yaklaşım tıbbi uygulamaya büyük bir katkıydı: o zamandan beri, tüm doktorlar hastalarına onların işleri hakkında bilgiler sormak durumunda kaldı. Ramazzini çürüyüp kokan maddelerin solunmasının ciddi göz rahatsızlıklarından sorumluğu olduğunu ama başka hiçbir sağlık sorununa neden olmadığını öğrendi. Çöpçü böyle bir işi uzun süre yapmanın genellikle körlüğe neden olduğunu iddia etti ve gözlerindeki hastalığın onu dört saatin ardından çalışmayı bırakmaya zorladığını ekledi. Ramazzini işçinin gözlerini dikkatlice muayene etti ve gözlerinin kan çanağına döndüğünü ve aşırı derecede cansız olduğunu gördü. Bu sınıftaki diğer işçilerin de benzer belirtileri gösterdiğini fark ederek araştırdı ve aynı işi yapan çoğu işçinin yarı ya da tamamen kör olduğunu ve şimdi sokaklarda sadaka dilendiğini keşfetti. Bundan hareketle, hasarın sorumluluğunun pislik dolu o çevreden yayılan bazı uçucu maddelere atfedilebileceğini varsaydı. Ramazzini, bu varsayımı desteklemek için, aynı maddenin, birçok çöpçünün çantasında taşıdığı bakır paraların kararmasından da sorumlu olduğunu iddia etti. Olası çareye gelince, çöpçü tek tedavinin eve koşmak ve tüm günü karanlık bir odada geçirmek ve gözlerindeki ağrıyı rahatlatmak için ara sıra ılık suyla gözlerini yıkamak olduğunu söyledi. Yararlı önleyici tedbirler sunamayan Ramazzini bu işçilerin yüzlerine şeffaf keseler takmasını ya da daha kısa süre çalışmalarını önerdi. Bu çarelerin etkinliğine çok da ikna olmuş görünmüyordu, hatta o kadar ki, bu önlemler başarısız olursa çöpçülerin, tuvalet ve lağım temizleyicilerin bu meslekten vazgeçmek ve başka bir iş bakmak zorunda kalacaklarını ileri sürdü.
Ramazzini, çalışma tekniklerinin incelenmesinden ve rahatsızlıkların tanımlanmasından başlayarak, işin neden olduğu hastalıklar hakkında bilimsel bir eser yazmak için sistematik olarak bilgi topladı ve yararlı deneyimler edindi. Patolojik olayların yalnızca bireylerde değil işçi gruplarında da gözlemlenmesine dayanan bu yaklaşım, bir klinisyen olarak yalnızca bireysel hastalarla uğraşan bir doktorun orijinalliğini göstermektedir. O çok sayıda çalışma sahasını araştırdı ve birçok çalışma ortamında çok sayıda meslek ve iş tanımladı.
Bernardino Ramazzini Kimdir?
Bernardino Ramazzini, 1633’te İtalya’nın Carpi kentinde doğdu. Parma Üniversitesi’nde tıp öğrencisiyken, dikkatini işçilerin çektiği hastalıklara çekti. 1682’de Modena Üniversitesi’nde tıp teorisi kürsüsüne atandığında Ramazzini, sistematik ve bilimsel bir şekilde işçilerin sağlık sorunlarına odaklandı. İş yerlerini ziyaret etti, işçilerin faaliyetlerini gözlemledi ve onlarla hastalıklarını tartıştı. Verdiği tıp dersleri, işçilerin hastalıklarına adanmıştı.
Aydınlanma Çağı‘nın, fikirlerini uygulamaya geçirerek halk sağlığı konularına odaklanmaya başladığı yıllarda Bernardino Ramazzini De Morbis Artificum Diatriba adında meslek hastalıkları ve işle ilgili risk önleme hakkında ilk kitabı yazdı.
Ramazzini parlak zekalı bir klinisyen ve yoksul insanların sağlığına karşı dikkatli bir doktor, olağandışı gerçekleri araştıran ve yeni bir konuyu ele alan bir kitabı tıp dünyasına sunan meraklı bir bilim insanıydı. Atölyeleri araştırdı, insanlarla konuştu, onların çalışma koşullarını inceledi ve birçok mesleği karakterize eden hastalıkları tarif etti. Daha önce işlenmiş görünmeyen bir konunun öneminin farkındalığıyla şunları yazdı: “Şimdiye kadar kimsenin üstlenmediği bir görev olarak, işçilere özel hastalıkları dikkatlice inceler ve uygun çareler yazarsam, insanlık ulusuna faydası olacağına inandım.” Çalışmasının tamamlanmamış olduğunun açık bir biçimde farkına vardı. Amacı eksiksiz bir formülleştirmeye ve tıp alanında bir yere layık kapsamlı bir bilimsel esere yardım eli uzatmaları için diğerlerini özendirmekti.
İdris Bingöl

İdris Bingöl
1999 yılında Mersin’de doğdu. Aktif olarak Aydın’da Adnan Menderes Üniversitesinde İş Sağlığı ve İş Güvenliği eğitim programına devam etmektedir. Daha önceden Turizm alanında eğitimini tamamlayan Bingöl, kendi yaptığı araştırmalar ve hedefleri doğrultusunda sağlık, emniyet ve çevre sektörüne adım atmayı amaçlayarak eğitim hayatını bu doğrultuda yönlendirmeye karar verdi. Öğrenim hayatının 2. yılına devam etmekle birlikte gündeme dair araştırmalarına ve çalışmalarına devam etmektedir. Öncelikli hedef olarak eğitim sürecini başarıyla tamamlamak isteyen Bingöl, ardından SEÇ kültüründe başarılı bir noktada olmayı hedeflemektedir.