İş güvenliğinin üvey evlatları (!): Kişisel Koruyucu Donanımlar

Cüneyt Taşkın
1982 yılında Ankarada doğdu, Ortaokul ve Lise eğitimimi Türkiye’nin ilk Uluslararası IB akrediteli Lisesi olan Eyüboğlu Kolejinde bitirdi. Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra Türkiye’nin önemli projelerinde (Yavuz Sultan Selim köprüsü, İstanbul Havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu projesi vb.) görev aldığı firmalarda İş Güvenliği Uzmanı olarak Kişisel Koruyucu Donanımlar ve İş Güvenliği Kültürü ile ilgili danışmanlıklar yapan Taşkın. 2,5 yıl kadar Kazakistan’da çok uluslu projede İş Güvenliği Uzmanlığı yaptıktan sonra tekrar Türkiye’ye döndü. Birçok uluslararası iş güvenliği platformunda üyeliği bulunan Taşkın. Gedik Üniversitesi uzaktan eğitim merkezinde Kişisel Koruyucu Donanımlar eğitimi vermektedir. Cüneyt Taşkın, evli ve 1 kız çocuğu babasıdır.
Aslında mesleğimizin Türkiye’deki simgesi kırmızı baret bile, hepimizin kullanmaya alışık olduğu adıyla Kişisel Koruyucu Donanımların iş güvenliği kültüründeki yerine en güzel örnektir. Baret, gözlük, eldiven, emniyet kemeri gibi birçok koruyucu donanım, bugün iş güvenliğine ihtiyaç duyulan sanayi veya inşaat alanlarında bir çok çalışanın hayatını kurtarmaya devam ediyor. Peki sizce kişisel koruyucu donanımlar gerçekten hak ettikleri önemi görüyorlar mı? Yoksa onlar iş güvenliği kültürünün üvey evlatları mı?
Risk kontrol hiyerarşisinde, daima tehlikeyi yerinde bertaraf etme yani ortan kaldırma, eğer ortadan kaldıramıyorsak ikame etme bunu başaramadıysak bir mühendislik önlemi alma ve son sırada da kişisel koruyucu donanım kullanmak, şeklinde sıralanmaktadır. Bu sistem belki biraz daha farklı anlatımlar ile ancak aynı anlama gelecek şekilde hemen hemen tüm dünyada bu şekilde kullanılıyor. Aslında kanımca bu hiyerarşide sorunsal bir yapının varlığı söz konusudur, bu sorunsalın adı “kesin çizgiler ile birbirinden ayırmaya çalıştığımız risk kontrol yöntemleri”. Tabi ki riski kaynağında yok etmek, çalışanların o risk ile hiç karşı karşıya gelmemesi başta tüm uzmanların ve sonrasında birlikte çalıştığımız tüm çalışma arkadaşlarımızın ortak gayesi, ancak bence bu konuda tüm hiyerarşik sistemleri yıkmak daha doğrusu yeniden yapılandırmamız gerekmektedir. Örneğin bir kaynak atölyesinde yapılacak kaynak esnasında meydana gelebilecek risklerin önlenmesi kaynak işlemini ortadan kaldıramazsınız, evet yanıcı ve parlayıcılardan uzak bir bölgede kaynak yapabilirsiniz, kaynak yapılan alan kapalı ise gerekli havalandırmayı yapabilirsiniz, belki şuan satırlara sığmayacak bir çok farklı önlem alabilirsiniz, ama temelde alınacak hiçbir önlem kaynak işleminin ta kendisinin yarattığı riskleri ortadan kaldıramaz ( ark eye, flash eye vb.. göz ve retina rahatsızlıkları gibi). Bu arada kaynağı yapacak kişinin ark kaynağından meydana gelen uv ve diğer zararlı ışınların etkisini azaltmak için mutlaka koruyucu bir kaynak maskesi veya kaynak gözlüğü takmalı, cüruf sıçramalarında zarar görmemesi için kaynak eldiveni kullanmalı, hatta kaynağa uygun iş kıyafetleri giymelidir ( örneğin EN 11611 sertifikası olan kıyafetler) . İşte burada devreye kişisel koruyucu donanımların, tehlikelerin kaynağında yok edilmesi kadar önemli görevleri olduğunu sıralamada diğer tüm risk kontrol hiyerarşisi kuralları ile paralel bir ilerlemede bulunması gerekmektedir. Kaynak ve kaynak işlemi ile ilgili verdiğimiz örneği çoğaltabiliriz. Ne yazık ki şimdiye kadar edindiğim tecrübelerde birçok Uzman arkadaşım, hangi riskli ortamlarda hangi kişisel koruyucu donanımın kullanılması gerektiğini bilmemektedir. Bu bağlamda KKD ürünlerinin satışını yapan firmalardan destek almakta, hatta bazı durumlarda manipüle edilmektedirler. Aslında kanun ve yönetmeliklerimizde kişisel koruyucu donanımların hangi durumlarda kullanılması gerektiği daha 1. Madde de belirtilmiştir.
KİŞİSEL KORUYUCU DONANIMLARIN İŞYERLERİNDE KULLANILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, işyerindeki risklerin önlenmesinin veya yeterli derecede azaltılmasının, teknik tedbirlere dayalı toplu korunma ya da iş organizasyonu veya çalışma yöntemleri ile sağlanamadığı durumlarda kullanılacak kişisel koruyucu donanımların özellikleri, temini, kullanımı ve diğer hususlarla ilgili usul ve esasları belirlemektir.
Bu yönetmeliği ekleri ile beraber okuduğumuzda şunu fark ediyoruz ki, Kişisel Koruyucu Donanımlar tamamlayıcı değil yardımcı unsurlardır ve risk yönetiminin her kademesinde mutlaka ihtiyacımız olacaktır.
İskelelerin kurulmasına, bu kadar önem veren uzman meslektaşlarımızın gerekli yaşam hatları ve yüksekte çalışma ekipmanlarının doğru kullanımına da önem vermesini, makine ekipman periyodik bakım ve onarım çalışmalarını denetleyen arkadaşlarımıza kilitleme ve etiketlemenin ne olduğu ve nasıl kullanılması gerektiği bilgisinin de verilmesi gerektiğini tekrar hatırlatmak isterim.
Uzman arkadaşlarım, gerekli ve doğru Kişisel koruyucuların doğru proseslerde kullanılması gerekliliğini işverene anlatabilmeli ve doğru Kişisel Koruyucu Donanıma ulaşılabilmesinde onlara kılavuzluk etmelidir.
Bu işlemleri yalnızca satın alma veya iş verene bırakan, bu döngünün hiçbir noktasında fikir beyan etmeyen, sadece ve sadece duyduğu birkaç Avrupa normu sayılarını telaffuz eden, derinlemesine bir inceleme yapmayan tabiri caiz ise Kişisel koruyucu donanımlara üvey evlat muamelesi yapan uzman arkadaşlarımız, sahada çok önemli bir müttefikini de göz ardı etmiş olmaktadır.
Cüneyt Taşkın
Aslında mesleğimizin Türkiye’deki simgesi kırmızı baret bile, hepimizin kullanmaya alışık olduğu adıyla Kişisel Koruyucu Donanımların iş güvenliği kültüründeki yerine en güzel örnektir. Baret, gözlük, eldiven, emniyet kemeri gibi birçok koruyucu donanım, bugün iş güvenliğine ihtiyaç duyulan sanayi veya inşaat alanlarında bir çok çalışanın hayatını kurtarmaya devam ediyor. Peki sizce kişisel koruyucu donanımlar gerçekten hak ettikleri önemi görüyorlar mı? Yoksa onlar iş güvenliği kültürünün üvey evlatları mı?
Risk kontrol hiyerarşisinde, daima tehlikeyi yerinde bertaraf etme yani ortan kaldırma, eğer ortadan kaldıramıyorsak ikame etme bunu başaramadıysak bir mühendislik önlemi alma ve son sırada da kişisel koruyucu donanım kullanmak, şeklinde sıralanmaktadır. Bu sistem belki biraz daha farklı anlatımlar ile ancak aynı anlama gelecek şekilde hemen hemen tüm dünyada bu şekilde kullanılıyor. Aslında kanımca bu hiyerarşide sorunsal bir yapının varlığı söz konusudur, bu sorunsalın adı “kesin çizgiler ile birbirinden ayırmaya çalıştığımız risk kontrol yöntemleri”. Tabi ki riski kaynağında yok etmek, çalışanların o risk ile hiç karşı karşıya gelmemesi başta tüm uzmanların ve sonrasında birlikte çalıştığımız tüm çalışma arkadaşlarımızın ortak gayesi, ancak bence bu konuda tüm hiyerarşik sistemleri yıkmak daha doğrusu yeniden yapılandırmamız gerekmektedir. Örneğin bir kaynak atölyesinde yapılacak kaynak esnasında meydana gelebilecek risklerin önlenmesi kaynak işlemini ortadan kaldıramazsınız, evet yanıcı ve parlayıcılardan uzak bir bölgede kaynak yapabilirsiniz, kaynak yapılan alan kapalı ise gerekli havalandırmayı yapabilirsiniz, belki şuan satırlara sığmayacak bir çok farklı önlem alabilirsiniz, ama temelde alınacak hiçbir önlem kaynak işleminin ta kendisinin yarattığı riskleri ortadan kaldıramaz ( ark eye, flash eye vb.. göz ve retina rahatsızlıkları gibi). Bu arada kaynağı yapacak kişinin ark kaynağından meydana gelen uv ve diğer zararlı ışınların etkisini azaltmak için mutlaka koruyucu bir kaynak maskesi veya kaynak gözlüğü takmalı, cüruf sıçramalarında zarar görmemesi için kaynak eldiveni kullanmalı, hatta kaynağa uygun iş kıyafetleri giymelidir ( örneğin EN 11611 sertifikası olan kıyafetler) . İşte burada devreye kişisel koruyucu donanımların, tehlikelerin kaynağında yok edilmesi kadar önemli görevleri olduğunu sıralamada diğer tüm risk kontrol hiyerarşisi kuralları ile paralel bir ilerlemede bulunması gerekmektedir. Kaynak ve kaynak işlemi ile ilgili verdiğimiz örneği çoğaltabiliriz. Ne yazık ki şimdiye kadar edindiğim tecrübelerde birçok Uzman arkadaşım, hangi riskli ortamlarda hangi kişisel koruyucu donanımın kullanılması gerektiğini bilmemektedir. Bu bağlamda KKD ürünlerinin satışını yapan firmalardan destek almakta, hatta bazı durumlarda manipüle edilmektedirler. Aslında kanun ve yönetmeliklerimizde kişisel koruyucu donanımların hangi durumlarda kullanılması gerektiği daha 1. Madde de belirtilmiştir.
KİŞİSEL KORUYUCU DONANIMLARIN İŞYERLERİNDE KULLANILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, işyerindeki risklerin önlenmesinin veya yeterli derecede azaltılmasının, teknik tedbirlere dayalı toplu korunma ya da iş organizasyonu veya çalışma yöntemleri ile sağlanamadığı durumlarda kullanılacak kişisel koruyucu donanımların özellikleri, temini, kullanımı ve diğer hususlarla ilgili usul ve esasları belirlemektir.
Bu yönetmeliği ekleri ile beraber okuduğumuzda şunu fark ediyoruz ki, Kişisel Koruyucu Donanımlar tamamlayıcı değil yardımcı unsurlardır ve risk yönetiminin her kademesinde mutlaka ihtiyacımız olacaktır.
İskelelerin kurulmasına, bu kadar önem veren uzman meslektaşlarımızın gerekli yaşam hatları ve yüksekte çalışma ekipmanlarının doğru kullanımına da önem vermesini, makine ekipman periyodik bakım ve onarım çalışmalarını denetleyen arkadaşlarımıza kilitleme ve etiketlemenin ne olduğu ve nasıl kullanılması gerektiği bilgisinin de verilmesi gerektiğini tekrar hatırlatmak isterim.
Uzman arkadaşlarım, gerekli ve doğru Kişisel koruyucuların doğru proseslerde kullanılması gerekliliğini işverene anlatabilmeli ve doğru Kişisel Koruyucu Donanıma ulaşılabilmesinde onlara kılavuzluk etmelidir.
Bu işlemleri yalnızca satın alma veya iş verene bırakan, bu döngünün hiçbir noktasında fikir beyan etmeyen, sadece ve sadece duyduğu birkaç Avrupa normu sayılarını telaffuz eden, derinlemesine bir inceleme yapmayan tabiri caiz ise Kişisel koruyucu donanımlara üvey evlat muamelesi yapan uzman arkadaşlarımız, sahada çok önemli bir müttefikini de göz ardı etmiş olmaktadır.
Cüneyt Taşkın

Cüneyt Taşkın
1982 yılında Ankarada doğdu, Ortaokul ve Lise eğitimimi Türkiye’nin ilk Uluslararası IB akrediteli Lisesi olan Eyüboğlu Kolejinde bitirdi. Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra Türkiye’nin önemli projelerinde (Yavuz Sultan Selim köprüsü, İstanbul Havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu projesi vb.) görev aldığı firmalarda İş Güvenliği Uzmanı olarak Kişisel Koruyucu Donanımlar ve İş Güvenliği Kültürü ile ilgili danışmanlıklar yapan Taşkın. 2,5 yıl kadar Kazakistan’da çok uluslu projede İş Güvenliği Uzmanlığı yaptıktan sonra tekrar Türkiye’ye döndü. Birçok uluslararası iş güvenliği platformunda üyeliği bulunan Taşkın. Gedik Üniversitesi uzaktan eğitim merkezinde Kişisel Koruyucu Donanımlar eğitimi vermektedir. Cüneyt Taşkın, evli ve 1 kız çocuğu babasıdır.